Enerji deyince aklımıza pek çok farklı alanda pek çok olgu geliyor. Günlük hayatımızı sürdürebilmek için sabah kalktığımız andan itibaren bir enerji döngüsü içerisine giriyoruz. Güne iyi başlayan bir kişi ile karşılaştığımızda, ona enerjin ne kadar yüksek bugün diyoruz. Besinlerimizi tüketerek bedensel hareketlerimizi sağlayacak enerjiyi üretmeye başlıyoruz. Bir kahve yapayım da kendime geleyim veya çay demleyelim dediğimizde, farkına varmasak da enerjinin farklı kaynakları ile beslenmeye devam ediyoruz. Ocakta doğalgazı yakarak üzerine çay suyu koyuyor, ya da elektrikli kahve makinesine su ve kahveyi koyarak kahvemizi pişirmeye başlıyoruz. Tüm bu rutinlerimizde, farkına varmadan enerji dönüşümü içerisinde önemli bir aktör olarak yerimizi alıyoruz.
Ülkemiz ve diğer ülkelerde de insanlar benzer bir döngü içerisinde hareket ederler, bireysel enerji ihtiyaçlarının belirli bir bölümünü fiziksel hareketlerine, kalan kısmını ise düşünsel hareketlere harcarlar. Esas konumuz olan ve kaynak olarak kullanılan enerjinin, tüketildiği alanları ise yine kabaca her yerde birbirine çok yakındır. Yaklaşık olarak 1/3’ü binalarda ısıtma-soğutma, 1/3’ü sanayide üretim prosesleri ve yardımcı tesislerde, kalan 1/3 ise ulaştırmada benzin, motorin vb., ki genelde en fazla enerjiyi ulaştırma hizmetlerinde kullanıyoruz.
Enerji maliyetlerimize bakacak olursak, toplam ekonomik dengemizde tüm dünya ülkelerinde ortak bir şekilde olduğu gibi çok önemli bir yer tutmaktadır. Hele ki bizim gibi enerji kaynağında dışa bağımlı ülkelerde bu maliyetler daha hassas bir önem arz etmektedir. Öyle ki, ülkemizde, tüm enerjimizi yerli kaynaklardan üretebilir durumda olsak ve altın ithalatını bir kenara bırakacak olabilirsek cari fazla veren ülkeler kategorisinde yerimizi alabilir, dünyanın görece daha gelişmiş ülkelerinin yaşadığı refahı bizler de hissedebiliriz.
Bugün her mecrada enerjinin öneminden bahsedilmekte, ülkelerin birbirleri ile savaş nedenlerinin en başında enerji gelmektedir. Bu durumun gerçekliği de her birimizin derinden hissettiği sonuçlar doğurmaktadır. Son yıllarda tüm dünyada ve daha çok ülkemizde hissedilen enflasyon canavarının en önemli nedenlerinin başında enerji enflasyonu gelmektedir. Bunun çeşitli kaynakları vardır, burada detaya girmek istemiyoruz, ama bildiğimiz ve hepimizin her geçen gün daha da çok önemini hissettiğimiz enerjimize sahip çıkmalı, onu sevmeli, sıkı sıkı sarılmalı ve boşa gitmesini engellemeliyiz. Bunu kendimiz, ülkemiz, dünyamız ve en önemlisi çocuklarımız için yapmalıyız, boşa giden her birim enerjinin dünyamızın sağlıklı bir dönmesine engel olduğu hepimizin malumudur.
Lumian, dünyanın sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlayacak, enerjinin tüketildiği iki ana alan olan, binaların ve üretim tesislerinin enerji tüketimlerini kontrol altına alan, tüketimlerini limitleyen, belirli alarm ve bildirimlere imkân veren yazılımı geliştirmiş, bu yazılımı her işletmeye kolaylıkla uygulama yapılabilir hale getirmiş yerli bir girişim olarak, ‘’Enerji veriniz hakkında ne kadar çok şey bilirseniz, o kadar verimli planlayabilir, kullanabilir yönetebilirsiniz’’ diyoruz.